dokuzuncu hariciye koğuşu kitabı hakkında yorumlarım

                                                                               Görsel 1

          Kitapta hastaların ameliyat öncesi ve sonrası ağrılarını, yaralarını ve ıstıraplarını okuyoruz. Kitabın geçtiği o dönemlerde tıp sektörü günümüzdeki kadar gelişmemiş olduğu için hastanın geçirmek zorunda olduğu zorlu süreçler anlatılıyor. İnsanların zorlu bir iyileşme sürecinden geçmesi, acı ve ıstırabın ne kadar dayanılmaz olabileceğini gösteriyor. Aynı zamanda kitap, acı ve ıstırabın kişinin yaşamı üzerinde nasıl muazzam bir etkiye sahip olabileceğini gösteriyor.

   Kitapta hastaların birbirlerine olan desteği oldukça etkileyiciydi. Bazı noktalarda insan dayanışmasının onların umutlarını diri tuttuklarını gördüm.

        Kitapta ayrıca hastaların ağrılarından kurtulmaya çalıştıkları yöntemler de yer alıyor. Bazıları dua ederek, bazıları okuyarak, bazıları da sadece arkadaşlarıyla konuşarak acısını hafifletmeye çalışır. Bu yöntemler bana sadece ilaçla ağrı tedavisinin mümkün olmadığını gösterdi.

        Dikkatimi çeken kısımlardan bir tanesi de kitapta dizinde kemik veremi olan ana karakterin çektiği acıları özellikle annesine söylememiş olmasıydı. Ona göre anneyle paylaşılan acı etkisini daha çok gösterir çünkü anneler çocuklarının acılarını daha çokmuş gibi algılar ve çocuğa daha fazla etki göstermesini sağlar.

         Kitapta çocuğun ismi verilmiyor bu yüzden ''Çocuk'' diye bahsedeceğim.

       Çocuk Nüzhet’e aşık olduktan sonra Nüzhet’in annesinin çocuğa mikroplu muamelesi yapmasının çocuk üzerindeki etkisi belki de yaşadığı ızdırap kadar derin bir etki bırakmıştır.

      Çocuk hastalığın vermiş olduğu acıların etkisiyle kendi yaşlarındaki çocuklara göre daha olgun birisi olur. Çünkü sürekli ağrıyla mücadele ettikçe bir süre sonra bu duruma olan duygularını kontrol etmeye başlamıştır.

     Kitapta hasta çocuğun sağlıklı olan her varlığa imrenmesi beni oldukça üzdü. Sürekli olan bir şiddetli ağrının insana olan etkilerini gözlemleyebildim.

     Çocuğun ise Nüzhet’e aşık olmasının bir sebebini de kendisinde olmayan bazı şeyleri o kızda görüyor olması olabilir. Çünkü Nüzhet daha neşeli ve hareketli bir kızken çocukta bu özelliklerin hastalığından dolayı pek de bulunmaması çocuğun ona olan ilgisini arttırmış olabileceğini yorumladım.

      Doktorların ağrının etkisini azaltmak için çocuğa daha sakin, havadar ortamlar önermesi kitabın geçtiği tarihlerden belki de 150 yıl sonra bile yani günümüzde aynı yöntemlerin kullanılmakta olduğunu fark ettim.

    Kitap bana göre sürükleyici olsa da bazı noktalarda çok bunaldığımı ve olumsuz duygulara kapıldığımı hissettim. Sürekli ağrılardan ve acılardan bahseden ve haricinde içeriği pek de dolu olmayan bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ancak yazarın kullandığı dilin kalitesi sayesinde de kendimi olayların ve yaşanılan duyguların birebir içinde hissettim. Benim fikrimce kitapta bahsedilenleri bir çocuk okumuş olsaydı kitabın olumsuz havasından etkilenebilir ve böyle bir ağrı yaşamaktan korkup kaygılanmaya başlayabilirdi. O yüzden en azından lise çağına ulaşmamış çocuklar bence böylesine aşırı yüklenilmiş depresif bir kitabı okumamalı.